Doçentlik ve Akademik Hukukta Sıkça Sorulan Sorular
Doçentlik süreci, akademik unvan yükseltmeleri ve üniversite hukuku gibi konularda en sık karşılaşılan soruları yanıtladık. Akademik kariyerinizi ilgilendiren hukuki süreçlere dair tüm merak ettiklerinizi burada bulabilirsiniz.
S.S.S.
Sizden Gelenler
Dava açmaya karar vermeniz ve dava açmanız durumunda yargılama süresi devam ederken yeniden doçentlik başvurusu yapmanız önünde yasal bir engel yoktur. Nitekim Doçentlik Yönetmeliği eski düzenlemesinde böyle bir fıkra barındırmakta iken Danıştay Sekizinci Dairesinin 26/5/2023 tarihli ve E.:2021/5288; K.:2023/2864 sayılı kararı ile ilgili hüküm iptal edilmiştir.
Ancak ÜAK güncel doçentlik başvurularına dair her dönem yayınladığı sıkça sorulan sorularının “53. Sorusunda: Henüz sonuçlanmamış Doçentlik Başvurusu bulunan adaylar yeni dönemde başvuru yapabilir mi?” (https://www.uak.gov.tr/Documents/docentlik/2025/2025-mart-donemi/2025M_SikcaSorulanSorularveCevaplari_28022025.pdf) sorusuna cevap olarak hayır yanıtını vermiştir. Bu durumdan dava süreci ile ilgili şu bağlantı kurulabilecektir.
Adayın dava konusu yapmış olduğu doçentlik başvurusu etik veya asgari gerekçelerle iptal edilmiş veya başka bir sebeple yargılama sürecinde jüri sürecine dönülmesini gerektiren bir durum oluşmuş ise adayın dava konusu başvurusu yargı kararıyla devam eder pozisyona geldiğinden adayın yeniden yapacağı başvuru dikkate alınmayabilecektir. Bir örnekle izah etmek gerekirse; aday 2024 ekim döneminde başvuru yapmış ve başvurusu etik ihlal kararı neticesinde iptal edilmiş olsun. Bu aday ilgili işleme karşı dava açmış olduğunda yargılama sırasında etik ihlal bulunmadığı kararı neticesinde süreci kaldığı yerden devam ettirilirse ve aday 2026 mart döneminde yeniden başvuru yapmak isterse adayın 2024 ekim dönemi başvuru sürecinin devam ettiği söylenebilecektir.
Ancak bu durum yargılama safhasının çeşitli sebeplerle uzun sürmesi durumunda meydana gelebilecek bir durum olup uygulamada pek de karşılaşılan durum değildir.
Dava süreciniz doçentlik başvuru sürecinden farklı bir süreç olup yargılama safhasında dosyaya giren delil ve bilirkişi raporları sonraki dönemde yapacağınız doçentlik başvurularınızı etkilemez. ÜAK daha sonraki başvurunuzda jüri üyelerinin bilgisine dava sürecinizi ve bilirkişi raporlarını sunmaz.
Adayın başvurusunun asgari şartları sağlamadığı gerekçesiyle iptal edilmesi durumunda doçentlik komisyonuna itiraz veya dava açma süresi 60 gündür. 15 günlük süre yalnızca etik savunma istenmesi durumunda geçerli olan bir süredir. (https://www.yok.gov.tr/Sayfalar/Kurumsal/mevzuat/bilimsel-arastirma-ve-etik-yonetmeligi.aspx)
Adayın başvurusunun asgari şartları taşımadığı gerekçesiyle iptal edilmesi durumunda asgari iddiasında bulunan jüri üye/üyeleri dışındaki jürilerin raporları adayın sisteminde açılmaz. Adayın süresi komisyon tarafından da asgari koşulları sağlamadığı yönünde karar ile neticelenmesi durumunda diğer jürilerin değerlendirmeleri öğrenilememektedir. Ancak aday dilerse kendisi/vekili aracılığı ile diğer jüri raporlarının verilmesini talep edebilecektir. Uygulamada bu yönde yapılan talebe karşılık verilmemekte olup buna dair dava yoluna gidilebilecek olmakla asgari sebeple başvurunun iptali işlemine dava açması durumunda yargı mercii tarafından ilgili tüm bilgi ve belgelerin gönderilmesi talep edilmektedir.
Doçentlik başvurunuz yayınlarınızda etik ihlal bulunduğu gerekçesiyle iptal edilmesi durumunda üniversite bünyesinde çalışan bir aday olmanız halinde üniversiteniz sizden ilgili iddialara yönelik olarak yazılı veya sözlü savunma talep edebilmektedir.
Nitekim ÜAK etik inceleme süreci ile ilgili yazısında inceleme neticesinde etik ihlalde bulunduğu tespit edilen adayla ilgili kararın gerekli disiplin ve diğer idarî işlemlerin başlatılması amacıyla bilgi ve gereği için adayın bağlı olduğu kuruma ve gerekli görülen hallerde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına bildirileceğini ifade etmiştir. (https://www.uak.gov.tr/etik-inceleme)
Bu durumda ÜAK ve üniversitelerin kesinkes birlikte hareket etmesi gibi bir durumdan söz edilemeyecek ise de ÜAK tarafından bağlı bulunan kurum bilgilendirilmektedir. Diğer yandan üniversitelerin kendi etik yönergeleri olmakla beraber disiplin soruşturmalarını kendi oluşturacakları etik kurulun başlatacağı soruşturma ile yürütmektedir. Üniversite ilgili iddialar bakımından herhangi bir soruşturma yürütülmesine gerek duymayabileceği gibi adaydan yazılı ya da sözlü savunma alarak inceleyebilir. Bunun neticesinde kendi özerk olarak disiplin soruşturmasında ÜAK’a bağlı olmadığı ve üniversitenin almış olduğu kararın da bir idari işlem olduğu dikkate alındığında bağımsız olarak yargıya taşınabileceği belirtilmelidir.
Diğer yandan ÜAK tarafından alınan etik ihlal kararını yargıya taşımanız durumunda derdest davanız olması sebebiyle sürecin yargıya taşınması ve alınacak nihai kararın idareyi bağlayıcı nitelikte olması sebebiyle soruşturma açılması durumunda yargı süreci bekletici mesele yapılabilecektir.
Eser inceleme ve değerlendirme sürecinde başarısız bulunmanız durumunda dava açtığınız takdirde kural olarak doçentlik sürecinizin son aşamasında olmanız sebebiyle yeniden bir jüri sürecine dönmeyecek ve davanız başarılı/başarısız olduğunuz yönünde neticelenecektir. Ancak istisnai olarak özel durumların mevcut olması halinde adayın tekrar jüri sürecine döndüğü örnekler mevcuttur.
ÜAK tarafından adayın dosyasını incelemek için jüri üyelerine süreç içerisinde inceleme süresi verilmekte ise de sonrasında adayın iddialara karşı savunmasının istenmesi ve iddia ve savunmaların etik komisyona gitmesi aşamaları için öngörülmüş bir kanuni süre yoktur. Nitekim etik komisyon inceleme aşamasında gerekli görmesi halinde uzman görüşü alınmasına karar verebilmektedir. Bu durumda adayın dosyası uzmanlara gönderilmekte olup uzmanların raporlarını göndermesi beklenmektedir.
Bu anlamda ilgili Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi’nin m.8/5 hükmünde; “Bilirkişiler dosya kendilerine ulaştığı andan itibaren en geç bir ay içerisinde konuya ilişkin raporunu kendisine gönderilen örneğe uygun olarak hazırlayıp gönderirler. Bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en çok bir ay uzatılabilir.” sürelerine yer verilmiş olup bu durumda komisyonun en fazla uzman görüşü almasının 2 ayı bulduğu söylenebilecektir.
Buna karşın komisyonun incelemesini ne kadar sürede tamamlayacağına ilişkin ilgili yönergede ya da başka bir yerde öngörülmüş yasal bir süre mevcut değildir. Bu durum açıkça idareye geniş bir alan tanımakta olup uygulamada incelemesi 1 yıla kadar uzayan adaylar bulunmaktadır. Nitekim adayın dosyasının incelenmesinin bu kadar uzun süre incelemede kalması ve sonrasında etik ihlal bulunmadığı kararı alınması halinde süreci devam edecektir. Ancak aday geçen zaman diliminde maddi manevi birçok hak kaybına uğrayabilecek olup bu hak kaybının uzman bir avukat ile görüşülerek yargıya taşınması ve zararın tazmini hususu değerlendirilmelidir.
Doçentlik başvurunuzda belirlenen yedek jüri üyelerinize de dosyanız en başta gönderilmekte olup onların da çalışmalarınızda etik ihlal bulunduğu yönünde rapor düzenlemesi halinde başvurunuz durdurulacaktır. Böyle bir iddia ilgili etik komisyonda incelenecek ve iddialar bakımından savunmanız istenecektir.
Doçentlik başvurunuzun herhangi bir sebeple (etik, asgari yahut eser inceleme ve değerlendirme) iptal edilmesi durumunda ilgili işlemi yargıya taşımanız halinde uyuşmazlığın çözümlenebilmesi teknik incelemeyi gerektirdiği durumlarda mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılması kararı alınmaktadır. Bu durumda dosyanızın incelenmesi için belirlenecek bilirkişiler mahkeme tarafından seçilmekte olup mahkemece YÖK’ten isim listesi istenebileceği gibi çeşitli üniversitelere müzekkere yazılarak inceleme yapabilecek isimler ve bilgileri istenebilmektedir. Nihayetinde gelen isim listesi içinden mahkemece 3 isim belirlenmektedir.
Doçentlik başvurusu ile ilgili tesis edilen işlemler birer idari işlem olması sebebiyle bu işlemlere karşı açılacak davalar idari yargıda görülmekte olup yargılamanın çeşitli safhalarında duruşma talep edilebilmektedir. Ancak bu, açılacak tüm davalar bakımından duruşma talep edildiği yahut edilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Yargılamanın konusuna ve ilgili tarafın talebine bağlı olarak durum değişebilmekle beraber duruşma talep edilmesi noktasında durumun uzman avukatla değerlendirilmesi faydalı olacaktır.